Kuzey Kıbrıs Gezilecek Yerler Part2

Kuzey Kıbrıs gezilecek yerler Part2. KKTC’ye gelip de görmeden gitmemeniz gereken gezilecek yerleri liste halinde sıraladığımız ve özet bilgiler verdiğimiz yazı serisinin devamı. Serinin ikinci yazısı olarak bazı önemli yerler hakkında özet bilgiler verilecektir. Akdeniz iklimine sahip Kıbrıs Adasını yılın dört mevsiminde de ziyaret edebilirsiniz. Yazları çok sıcak olduğu için sonbahar ve kış ayları da turistik geziler için tercih edilmektedir.

Saint Hilarion Kalesi

Beşparmak Dağları’nın batısında yer alan Saint Hilarion Kalesi, denizden 700 Metre yüksekliktedir. İnşa tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte 11. yüzyılda Bizanslar tarafından gözetleme kulesi olarak yapıldığı tahmin edilmektedir. Kudüs’ ün Araplar tarafından fethinden sonra Kıbrıs’a göç eden ve ömrünün son yıllarını burada ibadet ederek geçiren bir keşiş olan Saint Hilarion, kaleye bugünkü ismini vermiştir. Her noktası tarihle dolu bu mistik yapıyı gezerken antik dönemlerin atmosferini hissetmek mümkündür. Kalenin en yüksek noktasından bütün Girne’yi ayaklarınızın altında görebilirsiniz.

Girne Yat Limanı

Girne kentinin en işlek yerlerinden birisi olan Girne Yat Limanı Marina, kıyı boyunca uzanan restoran ve barlar ile tabloyu andıran bir görünüme sahiptir. Şu anda restoran ve bar işlevi gören binalar, önceleri Anadolu’ya ve Avrupa’ya Kıbrıs’tan ihraç edilen harup (keçi boynuzu) ve tuz için ambar olarak kullanılıyordu. Önceleri yolcu amaçlarıyla kullanılan liman (gümrük binası) 1991 yılında Kıbrıs Türk Turizm İşletmelerine devredildi ve alt yapısı yapılarak Marina İşletmesi olarak hizmete açıldı. Yol boyunca yürüyüş yaparken Akdeniz’in sıcak iklimiyle birlikte farklı bir atmosfer sizi bekliyor. Yılın her mevsiminde kalabalık olan bir caddedir.

Lefkoşa Surlar İçi

Dünyanın bölünmüş son başkenti olan Lefkoşa‘nın merkezi bu bölge, dar sokakları ve tarihi binaları ile adeta bir tarih yolculuğu sunuyor. Lefkoşa’nın etrafını çevreleyen ilk şehir surları Orta Çağ’da inşa edilmiş ancak 16. yüzyıl ortalarında Venedik Cumhuriyeti tarafından tamamen yeniden inşa edilmiştir. Lefkoşa şehri, Malta’daki Valletta ve İtalya’daki Palmanova ile birlikte, ideal bir Rönesans kentinin kullanışlı bir örneği olarak kabul edilir ve bu durum, surlarının yanı sıra şehir içindeki kentsel yaşamdan da kaynaklanmaktadır. Çeşitli medeniyetlerin tarihi yapılarının bulunduğu Surlar içinde çok Sayıda Osmanlı eserine de rastlamak mümkündür. Osmanlılar, 1 Temmuz 1570’te Kıbrıs’ı ele geçirdi ve 22 Temmuz’da Lefkoşa kuşatmasına başladı. Yaklaşık 47 gün direnen Lefkoşa şehri 9 Eylül tarihinde Osmanlı hakimiyetine girmiştir.